1 Haziran 2008 Pazar

Eski...

Eski denince akla o kadar çok şey gelirki..Benim ilk aklıma gelen ise eski günlerim..Yani çocukluğum...O kadar güzeldi ki çocukluğum...Aslında çokta eski sayılmaz çünkü hala büyümemiş bir çocuk olduğum için...Günümüzdeki çocuklara bir bakıyorumda ne kadar şanslılar...Gerçi teknolojik yönden şanslılar sadece..Aslında çok şanssızlar...Bunun sebebi ise benim dönemimdeki çocukların yaşadıkları hiçbirşeyi yaşamıyorlar..Ben zamanında sabahtan akşama kadar sokakta oyunlar oynardım arkadaşlarımla...Hele de mahalleler arası yaptıgımız futbol maçları yokmuydu...Hala onları özlerim...En çokta oyuncaklarımı özlerim...Ki hala evde saklarım onları...Küçükken ayrı bi önemleri vardı benim için onların..Lego diye tabir ettiğimiz oyuncaklar vardı onlardan neler yapardım neler...Evler,arabalar,robotlar vb. bir sürü şey..Benim hastalık gibi bir huyum vardı yaptığım o şeyleri odamda yüksek bir yere kaldırıp canım sıkılıncaya kadar bozmadan saklardım...Hele birde ev yaptıysam onun içine küçük lamba felan koyup gece lambası yapardım...Onlara annem babam bile dokunamazdı..Annemin " yeter artık kaldır şunları vitrinden " deyişi bile hala kulaklarımda çınlar...Artık eskisi gibi oynayamıyorum onlarla...Öyle ki neredeyse unuttum nasıl ev,araba yaptığımı.İnsan zaman geçtikçe anlıyor eskilerin ne kadar değerli olduğunu.O yaştayken o oyuncaklarımı özliyeceğim hiç aklıma gelmezdi..Aslında bir tek oyuncaklarımı değil ben o yaştaki "beni" özlüyorum...Ve bir şeyden eminimki o günlerim geri gelmiyecek...İşte bu yüzden "eski" benim için hep değerli olucak...

Hiç yorum yok: